Neden Başkalarını Dinleyemiyoruz?
Dinlemek iletişim kabiliyetlerinin belki de en önemlisi. Neden kabiliyet diyorum? Çünkü kabiliyetler öğrenilebilir, geliştirilebilir.
İlişki terapisinde en sık yapılan şikayetlerden biri “eşim beni dinlemiyor.” Her ne kadar giderek insanların anlaşılmaktan ziyade, beğenilme isteklerinin arttığını gözlemlesem de, hala birçoğumuz için anlaşılmak çok önemli.
Dinleme kabiliyeti elbette terapistler için de önemli bir kabiliyet. Terapistler dinlerken farklı kulaklarla dinliyor: Muhtemel travmalar, danışanın duyguları, düşünceleri, psikoterapiden beklentileri, hedefleri…
Başkalarını dinleyememe birçok nedeni olabilir. İşte bazı olası sebepler:
Önyargı: Birçok insan, fikirleri ve düşünceleri hakkında önyargılıdır. Başkalarının ne söylediğine kulak vermek yerine, önceden aldıkları kararlar veya fikirleri doğrultusunda hareket ederler. Bu, başkalarını dinleyememelerine neden olur.
Kendi fikirlerimize aşırı bağlılık: Kendi fikirlerimize çok bağlı olmak da başkalarını dinleyememize neden olabilir. Bu durumda, başkalarının fikirlerine açık değiliz ve kendi fikirlerimizi korumak için savunmacı bir tavır sergileriz.
Dikkat dağınıklığı: Teknolojinin yaygınlaşması ve diğer faktörler, insanların dikkatini dağıtabilir. Çok fazla uyaran veya gürültülü bir ortamda bulunmak, başkalarını dinlememizi zorlaştırabilir.
Empati eksikliği: Empati, başkalarını anlama ve duygularını paylaşma yeteneğidir. Empati eksikliği olan kişiler, başkalarının duygularını ve perspektifini anlamakta zorlanabilirler ve bu nedenle başkalarını dinleyemezler.
Önemsememe: Başkalarını dinleyememek, onları önemsememekten de kaynaklanabilir. Başkalarının fikirlerine veya sorunlarına değer vermediğimizde, dinlemek yerine onları görmezden geliriz.
“Birinin önyargı ile bakmayarak, sizin yerinize sorumluluk almaya ve bir kalıba sokmaya çalışmayarak sizi gerçekten dinlemesi gibisi yoktur.” – Carl Rogers